بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٢٤

Yapmakta olduklarına karşılık olarak.

– İbni Kesir

لَا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا تَأۡثِيمًا ٢٥

Orada ne boş bir laf, ne de günaha sokacak birşey işitmezler.

– İbni Kesir

إِلَّا قِيلٗا سَلَٰمٗا سَلَٰمٗا ٢٦

Yalnız selama karşılık; selam, denir.

– İbni Kesir

وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ ٢٧

Sağcılar; ne bahtiyardır o sağcılar.

– İbni Kesir

فِي سِدۡرٖ مَّخۡضُودٖ ٢٨

Dikensiz kiraz,

– İbni Kesir

وَطَلۡحٖ مَّنضُودٖ ٢٩

Salkımları sarkmış muz ağaçları,

– İbni Kesir

وَظِلّٖ مَّمۡدُودٖ ٣٠

Yayılmış gölge,

– İbni Kesir

وَمَآءٖ مَّسۡكُوبٖ ٣١

Çağlayan su,

– İbni Kesir

وَفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ ٣٢

Bir çok meyve,

– İbni Kesir

لَّا مَقۡطُوعَةٖ وَلَا مَمۡنُوعَةٖ ٣٣

Bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan.

– İbni Kesir

وَفُرُشٖ مَّرۡفُوعَةٍ ٣٤

Yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu